"SOSYAL SEN" olarak göndermiş olduğunuz yazı, günlük, deneme ve makaleleri yayınlamaya devam ediyoruz.
Ertesi sabah büyük moral bozukluğuyla hastaneye gittim. Aklım dünde kalmış, yaşananları sorguluyordu.
Ertesi sabah büyük moral bozukluğuyla hastaneye gittim. Aklım dünde kalmış, yaşananları sorguluyordu.
Sabah
nöbeti teslim aldıktan yarım saat sonra feride abla geldi. Heyecanlı bir ses
tonuyla beni mutfağa çağırdı. Herkes merakla olup biteni anlamaya çalışıyordu.
-
Efendim abla
-
Beni çok şaşırttın, açıkçası senden beklemediğim bir
şeyi yaptın.
-
“Ne yapmışım ki” diyerek ne olduğunu anlamaya
çalışıyordum.
-
Bak Murat. Yaklaşık 6 aydır birlikte çalışıyoruz. Ben
15 yıldır sağlık camiasının içerisinde bulunuyorum. Bizim giymiş olduğumuz
formaların çoğu V yaka kesimlerdir. Buradan istifa etmiş erkek arkadaşların
tamamı hemşire arkadaşlar eğildiklerinde röntgencilik yapıyorlardı. Üç ay
süreyle seni izlememe rağmen bir kez olsun böyle bir şey yaptığını şahit
olmadım.
-
Ne yani abla suçum bu mu şimdi ?
-
Hayır değil tabiî ki. Sözümü kesme de cümlelerimi
tamamlamamı bekle. Ayrıca şuana kadar bir tane kız arkadaşından bahsettiğini
işitmedim. Daha açık bir ifade kullanmam gerekiyorsa, seni bizden biri olarak
gördüm. Bu yüzden servise girdiğimde “ne haber kızlar” diyordum.
-
Feride hanım ağzınızdan çıkanı kulağınız duyuyor
sanırım. Bayanlara bakarsın röntgenci olursun, bakmazsın homoseksüel olursun.
Allah aşkına kadınlar ne ister ? Beni bunları söylemek için mi çağırdınız ?
-
Hayır. Dün Nagehanla konuştuklarınızdan haberdarım.
Neden benden izin almadın ?
-
Kiminle konuşup konuşmayacağımı size sormak zorunda
değilim.
-
Sence bu yaptığın etik mi ? Basit insanlar kendi
meslektaşlarıyla gönül ilişkisi yaşar.
-
Bu söylediklerinizi sizin samimi dostlarınızdan
başhekim yardımcısının eşine de söylediniz mi ?
-
Onu karıştırma.
-
“Neden ? İşinize gelmedi mi ? Neyse Feride hanım sizin
saçmasapan fikirlerinizi daha fazla dinlemek istemiyorum.” diyerek sigara içmek
için servisi terk ettim.
Sorumlu hemşiremiz zaman zaman anlamsız çıkışlarda
bulunuyor, insanların kalbini kırıyordu. Gönül kırıklığı yaşayan personel
sayısı her geçen gün artıyordu.
O günden sonra Feride hanımı görmemek için akşam nöbetlerine
yazdırdım adımı.
Haftada üç gün izinli olmamıza rağmen bir günümüz eğitim
için hastanede geçiyordu. Bundan da tüm personel rahatsızlık duyuyordu. Aslında
bizleri rahatsız eden eğitim değildi, bu eğitimlerden hiç birinin kendisinin
izinli olduğu haftasonu tatillerinde olmamasıydı.
İlerleyen günlerde Feride hanım nişanlısından ayrılmış, bu
ayrılığın sebebi “bizlermişiz” gibi hepimize bağırmaya başlamıştı.
Bir gün nöbeti teslim etmiş, işten çıkmak üzereyken beni
boştan yere üç saat hastanede tutmuştu. Şuan hatırlayamadığım bir sebepten
dolayı, onca insanın içerisinde bağırması yetmezmiş gibi bir de “salak” diyerek
bana hakaret etmişti. Bu bardağı taşıran son damlaydı. Elime geçen bistüriyle
yoğun bakımda bulunan masanın etrafında sorumlu hemşiremizle kovalamaca
oynamaya başlamıştık. Korkutmak amacıyla yaptığım bu davranışı sanki tüm
arkadaşlarım biliyor, kimse bu duruma müdahale etmiyordu. Feride hanım bir
yandan masanın etrafından kaçıyor, diğer yandan sakin ol murat diyerek beni
sakinleştirmeye çalışıyordu. Amacıma ulaştığımı düşündüğümden onu kovalamayı
bırakıp, sigara içmek için aşağı indim.
O gün nöbetten çıktıktan sonra nöbetçi olmayan arkadaşlarımı
arayarak “Kadıköy de bir kafede görüşelim” diyerek bir saat sonra buluşmak
üzere onlardan söz aldım. Herkesin kafeye gelmesi iki saati bulmuştu. Feride
hanımın tutum ve davranışlarını konuştuk, “artık onu bu servisin sorumlu
hemşiresi istemediğimiz” yönünde fikir birliğine vardık. Sıra bu fikrimizi
başhemşire hanıma açıklamaya gelmişti. Akşamüzeri üç arkadaş başhemşire hanımı
telefonla arayıp hastaneye çağırmış ona kararımızı açıklamıştık. Kararı duyan
başhemşirenin gözleri parlamaya başladı. “Geç bile kalınmış bir karar” diyerek
bizleri desteklediğini söyledi.
Pazar günü tüm personel hastaneye gelmiş, başhemşire herkesi
tek tek dinlemiş nihayetinde hepimize dönerek “Feride bu serviste artık
çalışmayacak” demiş ve telefonla başhekimi aramıştı. Hepimiz merakla birazdan
olacakları bekliyorduk…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder