- Büyük ve çeşitli üretim merkezlerinden küçük fabrikalara geçiş yapılması,
- Bürokratik kişilik yerine girişimciliğin ön plana çıkması,
- Pazar payını arttırmak yerine yeni pazarlar yaratmak çabası,
- Kantitenin (miktar) yerini kalite odaklı anlayışa bırakması,
- Büyüklük ekonomisinden esnekliği sağlayan küçük yapılara geçiş yapılması,
- Yüksek ve sivri hiyerarşik organizasyonlardan basık ve yalın organizasyonlara geçilmesi,
Kişiler ve organizasyonlar açısından bu gelişmelerin ortaya çıkardığı en önemli sonuç, "sürekli değişim" zorunluluğu olmuştur. Peter Drucker, herhangi bir konuda bilgi ve uzmanlığa sahip olan bir kişinin, dört ya da beş yılda yetersiz hala gelebileceğini ifade etmiştir. Bu nedenle bu kişiler ve organizasyonlar sürekli olarak kendilerini yenilemek zorundadırlar.
Yönetim düşüncesi ve organizasyonlar yapıları üzerinde önemli etkisi olan ikinci aktör, uluslararası rekabet, ulusal sınırların anlamını yitirmesi ve küreselleşme gibi gelişmeler olmuştur. Bu gelişmeler, işletmeleri ulusal sınırlar dışında düşünmeye zorlamıştır. Ham madde alımından pazarlamaya, para ve personel sağlanmasından rakiplerin kim olduğuna kadar, tüm işletmeler küresel düzeyde düşünmek ve karar vermek durumundadır. Bu durum bir yandan, işletmelerin faaliyetlerinde etkinliklerini gözden geçirmelerine, diğer yandan da değişmelere cevap verebilecek esnek organizasyon yapıları oluşturmaya zorlamıştır. Nitekim stratejik birlikler ve şebeke organizasyonların ortaya çıkışı bu gelişmelerin bir sonucudur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder